bugün
yenile
    1. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir irfan gürkan çelebi şiiri. ceyhun yılmaz'dan dinlemesi şahanedir. --- spoiler --- Bir kuş uçuyor, Bir çiçek dalından kopuyor, Bir çakıl taşı denizde sekiyor, Dut ağacı meyvelerini döküyor, Toprak yol, tozu dumana katıyor, Tahta kapı, sövesinden kopayazıyor. Kalbim çarpıyor, içim içime sığmıyor, Sen geldin diye deliriyorum! Tüm zamanlarımı seni beklemek için değerlendiriyorum. Bir saniye boş vaktim yok. Şimdi içeri girsen, hazırlıksız yakalayamazsın beni. Hazırım, seni bekliyorum. Bana ördüğün kazağım sırtımda… Atkım boynumda… Yaz kış çıkartamıyorum… Gelirde görürsün diye, bîtamam bekliyorum. Dışarıda bir çıt çıksa, kapının ardında bitiyorum. Biliyorum, vakitsiz zamanlarda iş çevirmeye bayılırsın. Kışın, denize ayağını sokmaya… Yazın, boğazlı çizmelerini giymeye… Baharda somurtup durmaya… Bayılırsın biliyorum. Terslik sen de mi; ben de mi… bilemiyorum. Çok meraklısı da değilim zaten… Ben sadece seni seviyorum. Ne tersliğe, ne de kim de olduğuna aldırmıyorum. Benim canımı acıtan… içimi bunaltan… Beni kederden kudurtan… Yanımda olmayışın şu an! Telefona bakıyorum, çalmıyor. Mutfaktaysan "bir su getir" diye bağırıyorum. Su içmekliğim yok… seni sınıyorum. insan günde elli bardak su içemez ya! Hastayım biliyor musun? Bilsen yanımda olurdun, şüphem yok. Yalancıktan hastalanayım diyorum… Gelesin diye bir ateş çıksın benden… ince hastalığa tutulmuş gibi öksüreyim… Elimi karnıma tutup ağlayayım istiyorum. Sonra vazgeçiyorum… Çocukça şeyleri sevmezsin sen… Zaten biliyorum; bir evde bir kişi şımarır… Bizim evin şımarığı sensin. Peki, ben ne olacağım? Hastalanmak, şımarmak, seni sıkmak yok. Peki, ben ne olacağım? Kapı beklemekten, mutfak kollamaktan, telefon kurcalamaktan korkuyorum. Aslında seni kaybetmekten korkuyorum. Benden nefret ettiklerini anladığım en yakın arkadaşlarım… "Bekleme" diyorlar! Bakar mısın, seni beklememeliymişim! Gelmeyecekmişsin çünkü. Boş laf! Sen beni ebediyen terk edebilir misin? içinde kocaman bir boşluk olmaz mı o zaman? Anlamıyorlar işte bütün bunları, beni sevmediklerini yeni anladığım en yakın arkadaşlarım. Ama sende bunca zamandır bir telefon olsa açsaydın ne olurdu? Kızgınsız biliyorum, beni cezalandırıyorsun. Ancak bu kadar yeter, ben dersimi aldım. Bundan sonrası beni öldürmeye girer. Arkamızdan dedikodu ediyorlar biliyor musun? Güya sen başka biriyle delicesine sevişiyormuşsun! Dedikoduları azdırma, çabuk dön. içim sızlıyor, yalan olduğunu bildiğim halde… Yine kızma bana, yalan da insanın içini acıtabilir. Gel yanıma, geç karşıma, "yok öyle şey" de bana. Sana inanmaya yazgılıyım ben, meraklanma. Ortalıkta benim için, "bu kız uğruna kafayı yedi." diyorlarmış, aldırma. Kafayı yemedim ya, bu aralar gelsen hiç fena olmaz. Bir kuş uçuyor, Bir çiçek dalından kopuyor, Bir çakıl taşı denizde sekiyor, Ben sensin sanıyorum. Millet beni deli sanıyor. Bu aralar gelsen hiç fena olmaz. --- spoiler ---
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevişmekten bitap düşmüş kadının partnerine söylediği sözdür.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#1716147) "tüm zamanlarımı seni beklemek için değerlendiriyorum. bir saniye boş vaktim yok. şimdi içeri girsen, hazırlıksız yakalayamazsın beni. hazırım, seni bekliyorum." "ama sende bunca zamandır bir telefon olsa açsaydın ne olurdu? kızgınsız biliyorum, beni cezalandırıyorsun. ancak bu kadar yeter, ben dersimi aldım. bundan sonrası beni öldürmeye girer."
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gecede iki güzel şiir. her dizesini içimde hissettim.
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: irfan gürkan çelebi şiiridir. sanata dair şeylere, ilk önce "hissetmek için bakmak" gerektiğine, ancak daha sonra anlamak için bakılabileceğine örnektir bu şiir. birçoklarının hatası budur aslında. bazıları önce anlamak için bakıp olayın tüm esprisini kaçırıyor. kader filmini anlamak için izleyen birisi belki filmin sonunu getiremez. ama hissederek izleyen birisi filmin sonundaki, "herkesin inandığı bir şey vardır bu amına kodumunun hayatında. benimkisi de sensin, ne yapayım…" repliğine şahit olunca 2. mehmet karşısındaki istanbul gibi çökmeye başlar içi. çünkü tüm film ilmik ilmik o replik için işlenmiş gibi gelir o an. kayıp olan yapboz parçası, o repliktir.. gönül davasında; kıskanç, çocuksu, çaresiz, korkular üreten ve yavaş yavaş delirmekte olan ama delirdiğini kendiyle defalarca çelişse bile kabullenmeyen bir adamın psikolojisinin kağıda yansımasıdır bu şiir. okuruna aktardığı yaşanmışlığı pek bir ağırdır. ceyhun yılmaz'ın sesinden; link --- spoiler --- bir kuş uçuyor, bir çiçek dalından kopuyor, bir çakıl taşı denizde sekiyor, dut ağacı meyvelerini döküyor, toprak yol tozu dumana katıyor, tahta kapı sövesinden kopayazıyor. kalbim çarpıyor, içim içime sığmıyor, sen geldin diye deliriyorum. tüm zamanlarımı seni beklemek için değerlendiriyorum. bir saniye boş vaktim yok. şimdi içeri girsen, hazırlıksız yakalayamazsın beni. hazırım, seni bekliyorum. bana ördüğün kazağım sırtımda, atkım boynumda, yaz kış çıkartamıyorum. gelir de görürsün diye, bitamam bekliyorum. dışarıda bir çıt çıksa, kapının ardında bitiyorum. biliyorum, vakitsiz zamanlarda iş çevirmeye bayılırsın. kışın denize ayağını sokmaya, yazın boğazlı çizmelerini giymeye, baharda somurtup durmaya, bayılırsın biliyorum. terslik sende mi, bende mi bilemiyorum. çok meraklısı da değilim zaten. ben sadece seni seviyorum. ne tersliğe, ne de kimde olduğuna aldırmıyorum. benim canımı acıtan, içimi bunaltan, beni kederden kudurtan, yanımda olmayışın şu an. telefona bakıyorum, çalmıyor. mutfaktaysan "bir su getir" diye bağırıyorum. su içmekliğim yok. seni sınıyorum. insan günde elli bardak su içemez ya... hastayım biliyor musun? bilsen yanımda olurdun, şüphem yok. yalancıktan hastalanayım diyorum. gelesin diye bir ateş çıksın benden. ince hastalığa tutulmuş gibi öksüreyim. elimi karnıma tutup ağlayayım istiyorum. sonra vazgeçiyorum. çocukça şeyleri sevmezsin sen. zaten biliyorum; bir evde bir kişi şımarır. bizim evin şımarığı sensin. peki ben ne olacağım? hastalanmak, şımarmak, seni sıkmak yok. peki ben ne olacağım? kapı beklemekten, mutfak kollamaktan, telefon kurcalamaktan korkuyorum. aslında seni kaybetmekten korkuyorum. benden nefret ettiklerini anladığım en yakın arkadaşlarım... bekleme diyorlar. bakar mısın seni beklememeliymişim? gelmeyecekmişsin çünkü. boş laf! sen beni ebediyen terk edebilir misin? içinde kocaman bir boşluk olmaz mı o zaman? anlamıyorlar işte bütün bunları, beni sevmediklerini yeni anladığım en yakın arkadaşlarım... ama sen de bunca zamandır bir telefon olsa açsaydın ne olurdu? kızgınsız biliyorum, beni cezalandırıyorsun. ancak bu kadar yeter, ben dersimi aldım. bundan sonrası beni öldürmeye girer. arkamızdan dedikodu ediyorlar biliyor musun? güya sen başka biriyle delicesine sevişiyormuşsun... dedikoduları azdırma çabuk dön. içim sızlıyor yalan olduğunu bildiğim halde. yine kızma bana, yalan da insanın içini acıtabilir. gel yanıma, geç karşıma, "yok öyle şey" de bana. sana inanmaya yazgılıyım ben, meraklanma. ortalıkta benim için, "bu kız uğruna kafayı yedi" diyorlarmış aldırma. kafayı yemedim ya, bu aralar gelsen hiç fena olmaz. bir kuş uçuyor, bir çiçek dalından kopuyor, bir çakıl taşı denizde sekiyor, ben sensin sanıyorum. millet beni deli sanıyor. bu aralar gelsen hiç fena olmaz. --- spoiler ---
      3çok hoş gerçekten - kizilotesii 03.12.2018 22:01:40 |#3743807